Blog Arşivleri

Mesih – Bilge Karasu

bilgekarasu

Yusuf bey savaştan tiksinmiş değildi,  savaşın değersizliğini, boşluğunu anlamıştı. Ölümlerin tiksinti vermesi, ölüm oldukları için değil,  boş bir takım kalıplar uğruna gülen ağlayan, sancılanan, bağıran, söven, işeyen, yiyen, uyuyan, içen, korkan, tehlikeye omuz vererek ateşe atılan sıcak bedenler içindeki aşk kaynaklarının,  kanlar, çamurlar,  çelik parçaları,  pislik, bok, taş kırıntıları arasında göz açıp kapayıncaya değin aşk kaynağı olabilmekten çıkmasındandı.  Sevebilecek, sevilebilecek,  sevişebilecek, sevişilebilecek  varlıkların bir an içinde, başka insanların eliyle,  bile isteye,  bile bile, uğraşıla uğraşıla, dokunulamayacak, bakılması bile insanın içinde o onmaz,  her zaman kanmağa hazır duran yarayı deşici,  o aşılmaz duvarla  karşı karşıya koyucu bir nesne, bir artık, bir tiksindirici pelte haline getirilmesiydi. Savaş
Lağımlaranası Ya Da Beyoğlu / Mesih – 119

Kırık Linkkedi