Karasu çerçeveli
Bilge Karasu’nun poetikasını işaret edip dile getiren ama aynı zamanda polemik de içeren kuramsal notlar, ‘İmbilim Ders Notları’
 ‘İmbilim Ders Notları’, Bilge Karasu’nun öğrencilerinden, Cemal Güzel yayına hazırlamış. Güzel, kitaba yazdığı “giriş”te, kitabın, “tamamına yakını”nın, Karasu’nun kendi yazdığı notlardan oluştuğunu belirtiyor. “Tamamına yakını” diyor, çünkü ‘İmbilim Ders Notları’nda “süslü parantez içinde koyu harflerle yazılmış” bazı ‘parçalar’ da mevcut. Bu “parçaları” şöyle açıklıyor Güzel: “Süslü parantez içinde koyu harflerle yazılmış olanlarsa, benim gerek bu notların anlatıldığı lisans dersinde gerekse asistan olduktan sonra dinlediğim derslerinde tuttuğum notlardır. Bunlar kendi notlarında olmayan, derste yaptığı eklentilerdi.” 
‘İmbilim Ders Notları’nın yayımlanması, yazınsal bakımdan, en önemli yayıncılık olayı. Gerek ilgili yazın, gerekse Bilge Karasu okuru, Karasu’nun, kimi metinlerinin “insan içine çıkabilir, eh, peki” diyerek yayımlanmak üzere “geriye kalmasına” izin verdiğini ve bunlarında da yayımlandığını biliyor. Geriye kalmasına izin verdiği, Füsun Akatlı’nın ifadesiyle söylemek gerekir ise, bu “yazılı kalıtı”nın, kurmaca/anlatı kapsamında düşünülenler ‘Lağımlaranası Ya Da Beyoğlu ’ (1999) adıyla, düşünsel/kuramsal bağlamında yer alanları ise ‘Öteki Metinler’(1999) adıyla, Füsun Akatlı tarafından yayına hazırlanmıştı.  Ancak ‘İmbilim Ders Notları’nın durumu faklı. Bu notlar, Hoca’nın, Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde verdiği Mantık II adlı dersin, ders notları. Cemal Güzel, kitaba yazdığı “giriş”te, Karasu’nun bu notları kendisine verişini şöyle anlatıyor:
“Hoca, onu ölüme götürecek hastalığa yakalandıktan bir süre sonra tüm mantık notlarını bana verdi. Hoca kendisi ‘tamam’ demediği hiçbir şeyin yayınlanmasını da istemediği için bugüne değin notlar öylece kaldı. Ama günün birinde, kendileri de Hoca’nın iyi öğrencileri olmuş kimi arkadaşların bunları yayınlamak gerektiğini söyleyince notları yayınlamaya karara verdim (aslında bu arkadaşlarla karar verdik).”  Yani ‘İmbilim Ders Notları’ adıyla yayımlanan ders notları, Karasu’nun yayımlanmak üzere geriye bıraktığı veya yayımlanması için “tamam” dediği bir ‘kalıt’ değil. Acaba bu notları, Cemal Güzel’e verirken, Hoca’nın, aynı dersi veren öğrencisinin, bu notlardan yararlanmasını, yararlanması gerektiğini istemiş olabileceğini düşünebilir miyiz? Kuşkusuz böyle sanmak hatalı olur. Bu tür sorular çoğaltılabilir de. Yazar yazılı bir talimat bırakmamış ise, bu konuda kesinliğe ulaşmak, bilgisel bakımdan mümkün değil. Ama açık seçik olan bir durum var. Bir yazarın kendisinin yok etmediği bir ‘metni’ veya ‘notları’, bizim yok etmeye hakkımızın olmadığı ilkesinin geçerliliği. Üstelik bu kalıt, söz konusu yazarın yapıtlarını okuya okuya, kendisi ve yapıtları hakkında, bizim kendimizde oluşturduğumuz düşünceye, düşünüş biçimine katkı sağlıyor, bir açık alan oluşturuyor ise.  Mantık I dersini de Bilge Karasu veriyordu. Bizim dönemimizde, Hoca, Mantık I dersinde, sembolik mantık (üzerinden mantık), Mantık II dersinde de, imbilim konusunu işlemişti. Sorun, hatırladığım kadarıyla şöyleydi: Sanki karanlıkta, çalı ve ağaçların olduğu bir arazide ilerliyorduk, elimize kuramsal metinden oluşan bir fener yoktu. Bir pusula, bir harita yoktu. Soru sormak, sert bir cisme çarpmak gibi bir şeydi. O sert cisme çarpmaktan vazgeçmedikçe, her sert cisme çarpmış olmanın, önümü aydınlatan zihinsel bir fener olduğunu, ben çok sonra anladım.  Yukarıda ‘İmbilim Ders Notları’ için, “Mantık II adlı dersin, ders notları” ifadesini kullandım.
Burada,“ders notları” ifadesini, istendik davranışlar kazandırmak amacıyla öğrenciye aktarılan, bir başka hoca tarafından da aktarılabilecek olan eklektik notlar anlamında kullanmıyorum; Hoca’nın ders notları bu türden değil. Di. Bu ders notları, hem kuramsal/düşünsel bir metin içeriyor, hem de bir pusula, bir harita; ama Hoca’nın ders verdiği öğrencileri için değil, Karasu’nun ve Hoca’nın ‘kendisi’ için. Netleştirmek bakımından şu da söylenmeli: Bu notlar, öğrenciye dikte ettirilmesi bakımından kuramsal bir yekûn, kesinlikle değil.  Şöyle anlatayım: Yazar Bilge Karasu’nun poetikasını işaret edip dile getiren ama aynı zamanda polemik de içeren kuramsal notlar, bu ders notları. Karasu’nun, Umberto Eco’nun “yazarın niyeti”, “metnin niyeti” ve “okurun niyeti” sınıflandırmasıyla giriştiği polemik, burada örnek verilebilir.  Karasu’ya göre, yazarın niyetinden söz etmek yersizdir. “Yazarın niyeti (amacı) değil, metnin anlamı üzerinde durmak gerekir. {Yazarın ne demek istediği değil metnin ne demek istediğini anlamak (düşünmek) gerekir} Yazarın niyeti, olsa olsa, bir metni yazarken düşündüğü, tasarladığı bir ‘Örnek Okur’u düşüncesiyle, tasarlayışıyla ilişkilidir. (…) ..okurun, metni okuyuşunu pek değişik biçimlerde etkileyebilecek ‘durumu’ndan, ruhsal durumlar, öznel koşullar gibi şeylerden de, okurun ‘niyet’lerinden de söz etmek yersiz olur.”  Bu teorik polemik, yazar Bilge Karasu’yu anlamak bakımından oldukça ayırt edeci bir ayrımdır. Özellikle, Eco’nun bu sınıflandırmasını içeren düşüncenin 90’lı yılların ortasından sonra tercüme edildiğini ve Türk edebiyatı ortamında sorgulanmaksızın kabul edilmiş olduğunu hesaba katarsak.  Hoca, sadece Eco’yla değil, Frege, Saussure, Peirce ve Propp’un düşüncelerine de atıfta bulunuyor. O yıllarda, bizim için neredeyse mevcut Türkçe kaynaklar, Akşit Göktürk’ün Okuma Uğraşı, Türk Dili dergisinin “Eleştiri Özel Sayısı”nın ikinci cildi ile Berke Vardar’ın hazırladığı XX. Yüzyıl Dilbilimi adlı kitabı ile TDK’nın Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü vardır. Ama bunlar, kuşkusuz Hoca’nın yönlendirdiği ‘kaynaklar’ değildi. Yukarıda “karanlık arazi” derken kastettiğim, bu koşullardır.
Ama ‘İmbilim Ders Notlar’nın ders olarak amacı, kuşkusuz bu polemikler değildi. Yukarıdaki örneği de, Hoca, zaten, yazar olarak kendi görüşünü ayırt etmek için değil, metin okumada “kullanmak” sözcüğünün, bir metnin kullanılmasının ne anlama geldiğini göstermek için veriyordu. Bir metnin niyetini anlamaya çalışırken, metni, yazar veya okur için kullanamayız.  ‘İmbilim Ders Notlar’ı hoca Bilge Karasu için ise, bir pusula, bir harita işlevi gören notları içeren bir metin aynı zamanda. Şu kısım, bu kastettiğime örnek verilebilir:  [Telefonda arkadaşım “Bir şey getireyim mi gelirken?” diyor. Yanıtım: “Yarım ay / ile / üç çeyrek güneş…” “Çözümleme…”, “’Çay çok sıcak’-çözümleme…] İşte bu tür kısımlar, Hoca’nın, hocalık performansıyla derste bize göstermeye çalıştığı imbilim ve okuma problemlerini, yani ders durumlarını dile getiriyor. Karasu’nun bir ayrımıyla bitireyim: “kendiliğindenliğin, kaptırmanın hazzı, çocukluğumuzla birlikte yitirmeğe başladığımız bir haz türüdür.”
İMBİLİM DERS NOTLARI 
Bilge Karasu 
Yayına Hazırlayan: Cemal Güzel 
Kaynak: YÜCEL KAYIRAN
Radikal Kitap – 09.03.2012

Kırık Link

Yorum bırakın