Pozlama SB
“Zaten, bu milletin gerçek değerlerini tanımıyoruz. Kendi öz değerlerimizi ihmal ediyoruz.” “Seninle
düşüncelerimiz çok uyuyor,” diye atıldı Metin. Bende herkese uygun gelen düşünceler vardır, değil mi Selim?
Metin kendini kaptırmıştı: “Müzikte de Avrupa’dan aşağı kalır yerimiz var mı? Örnek olarak Türkçe tangoları alalım.” Bu kadarı da fazla değil mi? Bu konuda pek hazırlıklı değilim. Fakat başladın bir kere oğlum Turgut. Sonuna kadar dayanacaksın. Sen bile şaşıracaksın nerelere vardığına. Peki Metinciğim: canım benim!
Fakat, Türkçe tango? “Bu kadarı da fazla,” dedi yapma bir şaşkınlıkla: “İçimden geçenleri okuyorsun dostum. Ben de aynı konuda sana içimi dökmeye hazırlanıyordum:” İçin çıksın, iki gözün kör olsun da piyango bileti sat. Metin şaşırmadı: “Ben, seni görür görmez anlamıştım: bütün kaygısız görünüşünün altında, duygulu, içine kapanık bir insan olduğunu.” Bunu beğendim işte. “Türkçe tangolardaki kırık ve ıstırap dolu sözleri ancak böyle bir insan anlayabilir.” Bat Turgut bat. “Karıma bile anlatamıyorum bunu Metin kardeşim. Evi bir sürü ağlamaklı plakla dolduruyorsun, diye söylenip duruyor.” Metin gururlandı: “Benim karım sesini çıkarmaz. Hayrandır bu müziğe.” İkiniz de daha beter olun. İnşallah yakında Batı enstrümanlarıyla Türk müziğini de seversiniz. Turgut iyice açıldı Metin’e: “Ezbere bilirim sözlerini bu tangoların. O ne canım kafiyedir, o ne canım anlamdır!” Kendini tutamayarak mırıldandı:
Minimini bir kuştum
Deli gibi olmuştum
Selim itiraz, etti: yanlış oğlum Turgut, aslını okumalısın:
Minimini bir kuştum
Dejenere olmuştum
Anlamaz ki canım Selim: hem de şüphelenir, hem de yazık olur, hem de ikimize ait bir şeyi başkalarına neden duyuralım? Neden kendimizi ele verelim? Aferin oğlum Turgut, sen adam olacaksın, ben görmeyeceğim. Göreceksin Selim, göreceksin. Yalnız biraz izin ver bana; şu arkadaşınla hesabımı göreyim önce. “Neden daldın Turgut? Bir şey mi düşünüyorsun?” Hem de nasıl: bir bilsen korkudan dudağın uçuklar. “Ben mi? Düşünüyordum: keman çalarım demiştim de. Kemanlı bir tane vardı. Dur dur hatırlayacağım. Evet işte:
Sevdim bir genç kadını
Ansam onun adını
Her şey benim olsa bile
Yaşarım hayalinle
Kemanımla ona bir ses
Verebilseydim eğer…”
Metin devam etti:
………………..
Turgut silkindi, tangonun sonunda uyandı:
Bu karanlık günün elbet
Olacaktır bir sonu
Kalbim özlüyor onu
“Kalbim hep ağlasın Metin. Gerçekten ağlasın.” Bozuk bir sesle söylendi: Sarhoşum sarhoş
Tutunamayanlar – Oğuz Atay

Son-Kedi

Yorum bırakın